Çarşamba

Çin'de domuz gribi aşısı denendi!

Şinhua ajansının haberine göre, Çin'de eczacılık alanında faaliyet gösteren Pekin Kışing Biyolojik Ürünler Grubu tarafından yapılan testler sonucunda, aşının insanlar üzerinde "güvenilir ve güvenli" olduğu açıklandı.

Kışing Biyolojik Ürünler grubu Genel Müdürü Yin Veydong yaptığı açıklamada, gönüllüler üzerinde yaptıkları deneyler neticesinde herhangi bir olumsuz yan etkiye rastlamadıklarını ve gönüllülerin bulgularının üç günlük gözlem süresi boyunca olumlu yönde geliştiğini kaydetti.

Başlangıç deneyleri kapsamında aşının "güvenilir ve güvenli" olduğunu belirten Yin, şirketin, Ağustos ayında kamuoyuna aşıyla ilgili rapor sunacağını bildirdi.

Aşının 1600 kişi üzerinde denendiğini ifade eden Yin, testlerin iki ay içerisinde tamamlanacağını, 3-60 yaş arası gruba aşıdan 21 gün arayla iki doz vurulabileceğini, 60 yaş üzerine ise tek dozun yeterli olabileceğini kaydetti.

Pazartesi

Çin en güçlü ekonomi olarak sahnede

Washington merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi bu yılın mart ayında ABD ve Çin ilişkilerine dair bir rapor yayımladı.

Araştırma raporunda, Çin ve ABD arasındaki ilişkilerin önemli uluslararası sonuçlar doğurduğu ve dünya genelinde hiçbir ikili ülke ilişkilerinin uluslararası yansımasının bu denli güçlü olmadığı belirtildi. Raporda ayrıca hiçbir küresel sorunun ABD ve Çin"in işbirliği olmadan aşılamayacağı vurgulandı.

ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, Haziran ayı başında Pekin"e düzenlediği ziyaretinde Çin-ABD arasındaki işbirliğinin önemine şöyle dikkat çekmişti:

“Dünya ekonomisinin istikrarlı ve dengeli bir yapıya kavuşması, mevcut ekonomi politikalarında değişime gidilmesi ve mali piyasaların yeniden düzenlenmesine bağlı. Bu konudaki en önemli değişiklikler öncelikle ABD ve Çin'de yapılmalıdır. Washington ve Pekin'in bu yöndeki başarısı dünyanın geri kalan ekonomileri için kritik bir öneme sahip olacaktır. ABD'nin Çin politikasının verimliliği kısmen Pekin'e, Çin'in ABD'ye yönelik politikalarının verimliliği de bize bağlı.”

Karşılıklı bağımlılık

ABD ve Çin ekonomileri aslında iç içe geçmiş ve birbirine bağımlı konumda. Çin Amerikan pazarını ucuz tüketim mallarıyla besliyor ve istikrarlı bir ekonomik büyümeyle buna bağlı dengeli bir sosyal yapıyı koruyabilmek için ABD pazarına ihtiyacı var. 2008 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 400 milyar dolar dolayındaydı.

Çin'in, ABD ve AB'ye ihracattan elde ettiği gelirin büyük bir bölümü yine Çin üzerinden ABD'ye akıyor. Doların, Çin'in toplam döviz rezervlerindeki payının yüzde yetmiş düzeyinde olduğu tahmin ediliyor. Çin'in döviz rezervi büyüklüğü haziran ayı sonundaysa 2 trilyon doları geçti. Pekin yönetimi 800 milyar doları Amerikan Hazine tahvillerine yatırdı. Yani bir anlamda Çin'in dış ticaretten elde ettiği kârla Amerikan bütçesine katkı sağladığını söylemek mümkün. Amerikan Maliye Bakanlığı verilerine göre, ABD'nin toplam dış borcunun dörtte biri Çin'in elinde bulunuyor ve ABD'nin en çok borçlu olduğu ülke de Çin.

Pekin'in dolar korkusu

Ancak Çin'in Amerikan dolarına güveni son aylarda sarsılmış durumda. Çin Başbakanı Wen Jiabao 13 Mart'ta yaptığı açıklamada, ülkesinin dolar yatırımlarından endişe duyduğunu söyledi.

Almanya'nın en büyük ticari bankası Deutsche Bank'ın baş iktisatçısı Norbert Walter'e göre de Pekin bu yöndeki kaygılarında haklı:

“Çin'in mali yatırımlarında tek yönlü bir çizgi izlediği ortada. Kısacası, Çin'in tüm yumurtalarını tek bir sepete koyduğunu söylemek mümkün. Bu normalde yapılmayan bir şey ve Çin'e rahatsızlık veren unsurların kaynağında da bu var.”

Uzmanlar Çin'in tüm endişelerine rağmen dolar yatırımlarını sürdüreceğinden yola çıkıyor. Zira ne ABD ne de Çin ekonomisi birbirinden vazgeçemeyecek durumda.

Çin ve bizler

İnsani değerlerimi sorgular gibi mailleri ve yorumları ibretle takip ediyorum...
Cevap hakkımı sonuna kadar saklayacağım! Benim Çin'de bulunmamın sebebi Türk ırklarının haklarını savunmak olmadığını burda SON kez belirtmek isterim.

Birçok "kendini bilmez insan" araştırmadan yorum yapmaktadır, ki benim, Türkiyemizde gördüğüm EN büyük eksikliktir!

Her "önüne gelen", site kurmakta bizim işimize soyunmakta, kimileri de kendi çaplarında blog yazmakta... Hepsine "bol şans". Ama, iş profesyonel hizmete gelince, %80 ini sınıfta kalıyor!

Bu yazımı biraz agresif bulabilirsiniz, fakat ben yazmak ve bazı konuları açıklığa kavuşturmak istiyorum.

Sitemizden defalarca içerik kopyalandı, hala da kopyalanmakta. Çoğunu DMCA nezdinde Google gibi arama motorlarından sildirdik. Uyarı olsun diye, bu olaya özel bir sayfa bile yaptık sitemizde.
Ama tabii emek hırsızlığı ve kopyacılık içimize işlemiş.
NOT: Çinlilere kopyalamayı öğretende bizim uyanık insanlarımız. İspatı var, isteyene sunulur!

Benim ve ekibimin üstlendiği görev, Türk ithalat ve ihracatcılarına, meçhul ve gizemli Çin ticaret dünyasına ışık tutup, milletimizin olası risklerini en asgari düzeye düşürmektir. Burda Çin'nin zor şartlarında mücadele etmemizin TEK sebebi budur. Yoksa bizim gibi, kompitan insanlar için yer, zaman ve mekan fark etmemektedir.

Şimdilik yazacaklarım bu kadar. Yakın bir zamanda, Çinlilerin (halkın), kişisel yapılarıyla ilgili uzunca bir yazı yayınlayacağım.

Son olarak birşey daha belirtmek istiyorum. Almanların meşhur bi lafı var: "Başkalarını yargılamadan önce kendi kulağımızı çekelim" derler...

Salı

Çin'den b2b mal alacaklara tavsiyeler

Bir çok girişimci, küçük çapta da olsa, tek başına mal almaktadır. Tek başına derken, hiçbir profesyonel destek almadan. Ben burda daha çok b2b sitelerden tanıştıkları sözde üreticilerden sipariş verenleri uyarmak istiyorum. Zaten bilindiği üzeri, bir çoğu tuzağa düşüp, paralarını kaptırmıştır. Bir kısmına da ya alakasız, yada bozuk mal gelmiştir.

Çin'den genellikle elektronik eşya talep edildiği için, bunu baz alarak tavsiyelerde bulunmak istiyorum:

1- öncelikle çinli firmanın güvenirliliğini kontrol edin. Web sitelerinin kayıt bilgilerinden başlayabilirsiniz. whois.com dan sitenin kaç yıllık olduğu, domain nin ne kadarlık kiralandığı ve herşeyden önemlisi, sitelerindeki iletişim bilgileri ile uyuşuyor mu?

2- bütün çinli tedarikçiler, üretici olduklarını iddaa ederler. Sitelerinde 6-7 çeşitten fazla ürün varsa, bu ihtimal daha da düşer. Üreticilerin %80 i Guangdong eyaletindedir.

3- msn veya trade manager gibi programlarda yazıştığınızda dikkatli olun. Çoğu Çinli tercüme programları kullanır. İyi anlaşıldığınızdan emin olun!

4- ödemeleri kişisel hesaplara yapmayın, mutlaka şirketlerinin banka hesabı olsun ve yazılı sözleşme yapın!

5- yüksek miktarlı alımlarda, hatalı mal oranını hesaba katın ve % olarak sözleşmede sınırlayın!

Bu saydığım 5 madde bile size %50 daha az risk demektir. Umarım dikkate alınır ve her zaman olduğu gibi, iş işten geçtikten sonra, bize mailler gelmez. Yeni girişimcilere blogum daki diğer yazılarımı da okumalarını tavsiye ederim.

Cuma

"Ürümçi olayları" ve Çin ile ticaretimiz

Şu an tatildeyim, o yüzden uzun zamandır yazamadım, kusura bakmayın. Tabii bir başka sebebi de ürümçi de yaşanan üzücü olaylar. Ölenlere Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyorum.

1 haftadır görsel ve yazılı basını çok yakından takip ettim. Hemen hemen, haberlere yapılan tüm yorumları okudum. Kimi zaman bende öfkelendim...Fakat dün sakin bir şekilde durum değerlendirmesi yaptım ve bu makaleyi yazmaya karar verdim.

Öncelikle, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün, Yozgat’ta 10. Sanayi ve Ticaret Fuarı’nda yaptığı konuşmada, Çin’in Sincan bölgesindeki olayları protesto etmek amacıyla “Çin mallarının boykot edilmesini” dile getirmesini çok komik buluyorum. Ama kısa süre sonrada, Sanayi Bakanlığı Basın Müşaviri Devlet Arık, Reuters Haber Ajansı’na yaptığı açıklama: ”Bakanın sözleri bakanlık ya da hükümet görüşü değildir. Ergün’ün kişisel düşüncelerini ifade ediyor” demesi ise çok daha komik. Kişiseli mi olur? Bakan bu!

Neyse, fazlada siyasi detaylara girmek istemiyorum. Daha çok ticari gerçeklere bakalım, yani rakamlara:

2008 yılında Çin’den 15.6 milyar dolarlık mal ithal ettik. Toplam ithalatımızda Çin mallarının payı % 7.8 di. İthalat yaptığımız ülkeler arasında Çin 3. sıradadaydı. Aynı yıl ihracatımızda Çin 29. sıradaydı. İhracatımızdaki payı % 1.1 idi. 2008 ihracatımız 1.4 milyar dolardı.

2009 yılının ilk 5 ayında Çin ithalatta 3. sıradaki yerini korudu. Toplam ithalatımızdaki payı % 8.9’a yükseldi. 8.9 milyar dolarlık ithalat yaptık. İhracatta ise Çin 2009 yılının ilk 5 ayında 17. sırada yer aldı. Beş ayda 819 milyon dolarlık mal sattık.

İhracat pazarı olarak Çin bizim için önemli ve daha önemli olacaktır. Yeni yeni bu dev pazara giriyoruz. Ama ithalatmız için de çok önemli. Çünkü, Çin’den ucuz ithalat yapıyoruz. Sadece tüketim malları ithal etmiyoruz. Hammadde, makina ve aksamları ithal ediyoruz. Özellikle son zamanlarda enerji santralları için gerekli makina ve aksamları satın alıyoruz.

Ne yapalım şimdi? Aynı malları almanlardan daha pahalıya mı alalım, ki onlarda Çinden alıyor yada burda yaptırıyor! Binlerce insan Çin-Türk ticaretinden ekmek yiyor. Bence insanlar daha aklı selim olmalı, özellikle devlet büyükleri.

İyi hafta sonları...